6 Ocak 2011 Perşembe

Bordeaux'nun Büyük Şarapları – Part 3 - Efsane şarapların 2004 rekolteleri…

Eylül 2010’da Bordeaux’da yaptığım büyük şarap tadımlarında son perdede efsane şarapların 2004 rekolteleri yer alıyor…


Chateau Cheval Blanc - 2004


Bordeaux – St Emilion bölgesinin efsane şaraplarından “Premier Grand Cru Classé A” statüsündeki şarabı olan “Cheval Blanc” 2004 rekoltesi hafif mora çalan koyu kırmızı renge sahip. Burunda kara orman meyvelerini, karadut ve arkadan hafif baharat ve otsu aromaları iyi yansıtıyor. Damakta meşeden gelen vanilya ve füme tonlar daha belirgin olmasına rağmen, açıkçası hafiften beni hayal kırıklığına uğratan düşük yoğunluklu bir gövdesi var. Orta gövdeli bir şarap ve özellikle damakta beklediğim yoğunlukta değil. Yine de bahsettiğimiz şarap bir “Cheval Blanc” olunca önünde esas duruşta durmak lazım her şekilde :) zira 2004 rekoltesi bir Cheval Blanc’ı 2010’da içmek yerine 2020’lerde içsek mutlaka ama mutlaka bambaşka bir şarapla karşılaşırız…
Efendim şarabımız Robert Parker’dan 90 puan, Jancis Robinson’dan 18,5 puan ve Wine Spectator dergisinden 94 puan almış.

Üretimde %66 Cabernet Franc, %34 Merlot kullanılmış. Şarap piyasasının ne kadar hareketli ve şarap yatırımlarının ne kadar ciddi boyutta olduğunun en güzel göstergesi sanırım bu tip büyük şarapların fiyat sirkülâsyonlarına bakmakta; zira Eylül 2010’da bu şarabın tadımını yaptığımda şişesi 274 Euro’dan satılırken, şu an şişesi 470 Euro’dan satılıyor.



Chateau Margaux - 2004


Sanırım öyle ya da böyle şaraptan anlamayan birisi için bile “Margaux” adı Fransa ve Bordeaux şaraplarıyla özdeşleşmiştir. Zarif, ince ve yumuşak yapısıyla Bordeaux’nun “feminen” şarabı olan “Margaux” 2004 rekoltesi tüm karakteristik özelliklerini yansıtıyor.
Morun ağır bastığı bir renge bürünmüş şarapta, burundaki aromalar insanı önce bir çiçek bahçesine oradan meyve ardından da baharatçıya götürüyor… Tüm bu aromalara damakta is ve tütüne çalan meşeden gelen diğer aromalar müthiş nazik kremamsı kıvamda bir tanen yapısı ile bütünleşiyor. Bu şaraba neden “feminen” şarap dendiğinin en güzel özeti aslında burada yatıyor… Orta-tam gövdeli ve bitimi yeteri kadar uzun bir şarap :) Ancak içimi elbette ki çok erken. Tartışmasız bundan 10 hatta 15 yıl sonra içilmeye uygun bir şarap…

Robert Parker’dan 93, Jancis Robinson’dan 17,5 puan, Wine Spectator’dan 93 puan alan bu şarapta %78 Cabernet Sauvignon, %18 Merlot, %4 Petit Verdot kullanılmış.

Bu şarabın şişe fiyatında ciddi bir artış olmuş durumda. Tadımı yaptığım 2010 Eylül ayında şarabın şişesi 314 Euro iken, şu anda şişesi 450 Euro’dan satılıyor…


Chateau Haut Brion - 2004

Bordeaux’nun güneyindeki “Graves” bölgesinin efsane şarabı “Chateau Haut Brion” 2004 rekoltesi çok koyu bir kırmızı renge sahip. Yukarıda bahsettiğim diğer 2004 rekoltelerine göre burunda daha çok meşe, is, kahve ve tütün tonları belirgin. Bu aromaları kara orman meyve aromaları takip ediyor. Damak ise yine aynı rekoltenin diğer şaraplarına göre daha topraksı ve mineral bir yapıya sahip. İçtiğim ilginç ve kompleks şaraplardan biri. Asiditesi yoğun ancak tanenler çok sert değil. Orta-tam gövdeli bir şarap ve uzun bir bitişe sahip. Bu şarap 2020 – 2025 arasında nasıl bir yapıya bürünür gerçekten merak ediyorum…

Robert Parker 92 puan verirken, Jancis Robinson 17 puan ve Wine Spectator 95 puan vermiş.
Şarapta %61 Merlot, %20 Cabernet Sauvignon ve %19 Cabernet Franc kullanılmış.

Şarabın şişe fiyatı tadımı yaptığım 2010 Eylül ayında 247 Euro iken şu an 355 Euro olmuş durumda…


Chateau Mouton Rothschild - 2004

Bordeaux'nun Pauillac bölgesinin efsanesi “Mouton Rothscild” 2004 rekoltesi için söylenebilecek ilk şey sanırım, etiketteki resmin “Prens Charles” tarafından çizilmiş olması… Her rekoltesinde şişe etiketini başka bir sanatçıya çizdiren "Mouton Rothschild" 2004'te bir "prense" iş vermiş :)...
Efendim, şarabımız kopkoyu bir kırmızı renge sahip, burunda kaliteli bir meşe fıçıdan alınabilecek her türlü aromaları alıyorsunuz; kakao, vanilya, karamel, kızarmış ekmek, tütün, is ve deri… ardından orman meyveleri belirginleşiyor ve baharatımsı aromalarla karışıyor. Damakta tüm bu aromalara biraz da toprak tonları eklenerek sert denebilecek bir tanen yapısıyla ve orta yoğunlukta bir asidite ile bütünleşiyor… Bitimi vanilya tonlarının meyvelerle bütünleşmesinden oluşan uzun bir bitiş…
Robert Parker’dan 92, Wine Spectator’dan 93 puan almış.
Şarapta %73 Cabernet Sauvignon, %14 Merlot, %11 Cabernet Franc ve %3 Petit Verdot kullanılmış.

Şarabın şişe fiyatı tadımı yaptığım 2010 Eylül ayında 255 Euro iken şu an 435 Euro olmuş durumda…


Chateau d’Yquem - 2004

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim… Eğer şarapta hafif-orta-tam gövde nasıl olur diye soruyorsanız, ya da, gövdeleri birbirinden ayırt edemiyorsanız… Size – fiyatı pahalı da olsa – bir kadeh “Chateau d’Yquem” içmenizi tavsiye ederim…

Gelgelelim açıkçası benim için büyük bir andı bu efsaneyi içmek… Yukarıdaki şarapların hepsi birer gerçek efsane elbette ancak, bu, anlatılması zor, bambaşka bir şarap… Bir insana gerçekten şarabı sevdirecek, şaraptaki tüm gizemi, çekiciliği ve güzelliği yaşatabilecek bir cinsten… Ve en ilginç olanı da, bu bir tatlı şarap...

Aslında bu şarabın üretiminde üzüm bağlarının soylu bir küf tarafından istila edilmesi yatıyor… “Botrytis Cinerea” adındaki “soylu küf” tüm bağı istila edip üzüm tanelerinin içindeki suyu azaltarak şeker oranının yükselmesine, tanelerin aşırı olgunlaşmasına neden oluyor… Bu olgun ve “asil küflü” üzüm taneleri tek tek toplanarak sonuçta bu efsane tatlı şarabı doğuruyor… Bu arada hatırlatmakta yarar var ki, üzümlerin hepsi beyaz üzüm (Semillon ve Sauvingon Blanc)… Aynı üretim şekli benim bir diğer favori tatlı şarabım Tokaji de bu şekilde üretiliyor… Tokaji'den daha sonra bahsedeceğiz :)

Efendim 2004 rekoltemize dönersek, açık altın sarısı bir renk, burunda müthiş yoğun meyve aromaları (elma, limon, narenciye, arkadan armut, kayısı) en arkadan hafif meşemsi tonlar hissediliyor… Tüm bu meyve aromalarına damakta ayrıca şeftali ve çiçeksi aromalar eşlik ediyor. Bu yoğun meyvemsi ve çiçeksi aromalar şarabı gerçekten zarif kılmış.

129 g/l şeker oranına sahip bu tatlı şarabın gövdesi ise en başta yazdığım gibi inanılmaz… Dilinizin üstünde resmen bir ağırlık hissediyorsunuz içerken, daha önce de defalarca kez tam gövdeli şarap içmeme rağmen, bende “tam gövde” kavramını ileri boyuta taşıdı diyebilirim:)… Şarabın bitimi müthiş bir uzunlukta…

Şaraba Wine Spectator 95-100 puan verirken, Jancis Robinson 18,5 puan vermiş…
Chateau d’Yquem üretimde %80 Semillon, %20 Sauvignon Blanc kullanıyor…
Şarabın şişe fiyatında bir oynama olmamış henüz; şişesi 277 €…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder