22 Aralık 2010 Çarşamba

1976 Paris tadımı ve Türk Şarapçılığı...

Geçenlerde Randall Miller’ın 2008’de gösterime giren “Bottle Shock” adlı filmini izledim (Türkiye’de “Paris Yargısı” adıyla DVDsi bulunuyor).  Film sanatsal açıdan çok fazla bir şey vaat etmese bile şarap dünyasının kilometre taşlarından birini anlattığı için önem arz etmekte, ilgilenenlere tavsiye ederim.
Bundan yaklaşık 34 yıl önce 24 Mayıs 1976’da, Steven Spurrier adında bir İngiliz şarap tüccarı Fransa’nın önde gelen şarap uzmanlarını ve somelyelerini toplayarak Kaliforniya ve Fransız şaraplarını karşılaştırmak üzere bir kör tadım yaptılar.
Yapılan kör tadım sonucunda hem beyazlarda hem de kırmızılarda Kaliforniya şarapları birinci geldi (beyazlarda “Chateau Montelena 1973” – kırmızılarda “Stag’s Leap Wine Cellars 1973” birinci oldu) ve diğer birçok Kaliforniya şarabı Fransızları geçerek ilk ona girdi.
Mayıs 1976’da yapılan bu tadım sonucunda özellikle Fransızlar ciddi anlamda şok yaşarken, bütün bunlar şarap dünyasında büyük bir devrimin başlangıcı oldu; zira o zamana kadar Fransız şaraplarının tüm dünyada tartışmasız bir egemenliği vardı.
İlginç olan 1976 tadımını anmak ve tekrardan Kaliforniya ve Fransız şaraplarını karşılaştırmak için tam 30 yıl sonra 24 Mayıs 2006’da Steven Spurrier tekrardan 1976’da tadılan kırmızı şaraplar için bir kör tadım organizasyonu düzenledi. Sonuç?.. Bu kez 30 sene yıllandırılmış Kaliforniya kırmızıları aralarında Mouton-Rotschild ve Haut Brion gibi şarapların olduğu Fransızları ilk beşe bile sokmadı.
Aradan geçen bu 30 yılda Kaliforniya’da şarapçılık inanılmaz bir yol kat etmekle kalmadı, bu süre içinde Fransızlar bile Kaliforniya’da ciddi şarap yatırımlarına girdiler (1978’de Mondavi – Mouton Rotschild ortaklığından doğan “Opus One” gibi).
Global olarak baktığımızda Yeni Dünya şarapçılığının önünü açan kilometre taşlarından biridir 1976 Paris tadımı ve hiç şüphesiz bundan en çok, pazarlamadan anlayan Amerikalılar faydalandı, onları Avustralya ve diğerleri izledi.
1976 Paris tadımı gibi çok büyük sükse yapacak bir tadım artık zor; zira dünya zaten küreselleşti. Dünyanın her yerinde her türlü şarap bulabilmeniz mümkün; kaldı ki, daha önce “şarapta küreselleşme” başlıklı yazımda da belirttiğim gibi artık dünya şarap piyasasını kontrol eden belli başlı kitleler, isimler, dergiler vs var. Artık tadımlar genel olarak küresel anlamda yapılıyor ve aradan geçen bu 34 yıl sonunda şarapta adını duyuran daha başka ülkeler, daha başka bölgeler ve üzümler var.
Aslında konuyu biraz da Türk şarapçılığına getirmek istiyorum. Geçtiğimiz Mart ayında Türkiye’ye gelen dünyaca ünlü “Masters of Wine” oldukça ciddi sayıda ve çeşitlilikte Türk şarabını kör tadım şeklinde tadarak notlar verdiler. Ortaya çıkan sonuçlar gelecek için umut vaat ediyor bana göre. Zira şarap sektöründe profesyonel olarak çalışan kişileri her gördüğümde söylediğim bir şey var ki, şaraplarımızı dünyaya pazarlamadan şarapçılığımız gelişmez. Bunun da yolu en başta dünya şarap piyasasında söz sahibi olan kişilere tadım yaptırmaktan geçer, tıpkı, 1976 Paris tadımında olduğu gibi.
O bakımdan gerek geçtiğimiz yıl ülkemizi ziyaret eden “Jancis Robinson” gibi, gerekse de geçen ay gelen “Masters of Wine” gibi şarap uzmanlarının daha sık aralıklarla ülkemize getirilmesi (ilerde Robert Parker’ı da bekliyorum açıkçası) ve değişik ülkelerdeki uluslararası organizasyonlara ve kör tadımlara şaraplarımızın gönderilmesi,  Türk şaraplarının tanıtılması ve pazarlanması açısından oldukça önem arz etmektedir. Bu tarz organizasyonlarda alacağımız olumlu/olumsuz eleştiriler de şaraplarımızı geliştirmeyi ve daha iyi şarap yapma yolunu açar bizlere.
Umarım ilerde 1976 Paris tadımı gibi büyük sükse yapan bir tadım organizasyonunda bizim şaraplarımız da yer alır ve en iyi dereceleri alarak Türkiye’deki şarap ve şarapçılık potansiyelini herkese gösterirler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder