22 Aralık 2010 Çarşamba

Şarap üreticisi ve tüketici...

Türk şarap üreticisinin tüketici ile olan ilişkisini her zaman soğuk bulmuşumdur. Bunun nedeni üreticinin aslında kendine bir tüketici altyapısı ve hedef kitle yaratamayışından mıdır, yoksa üreticinin meseleyi sadece ticari bir meta olarak ele alışından mıdır bunu sorgulamaya çalışalım.
Yılın belli zamanları Mürefte ve çevresine gider oradaki belli başlı şarap üreticilerini ziyaret etmeye çalışırım. Bu ziyaretlerimde genelde üretim yerlerini görme veya üreticilerle görüşme konusunda hep başarısız olmuşumdur, zira bölgedeki şarap üretim tesisleri nedense kapalı kutu gibi lanse edilmekte. Şarabı ve şarapçılığı çok sevmeme rağmen birçok kez şarap imalatçılarının kapılarından geri çevrilmek beni her daim üzmüş ve hayal kırıklığına uğratmıştır.
Hâlbuki yurtdışında bu böyle mi? Gastro-turistleri ve şarap severleri ülkelerine ve yörelerine çekmek, şaraplarını ve yemeklerini tanıtmak adına turlar düzenlenir, festivaller yapılır, yüzlerce tanıtım broşürleri basılır. Sonuçta şarap üretim yerleri her zaman natürel ortamı ile de turistik açıdan çekici yerler olmuşlardır.
Bizde de bu tarz etkinlikler yapılamaz mı? Neden bölgesel olarak şarap üreticilerimiz birleşip yılın belli zamanlarında belli başlı etkinlikler, festivaller yapmazlar, hem yöre kültürünü hem şaraplarını hem de yöre mutfağını tanıtma çabası içine girmezler? Bazı üreticilerimiz bağbozumları turları gibi senede 1-2 kez bu tarz etkinliklere benzer etkinlikler düzenliyorlar, ancak bunu bir tabana yayıp, etkinlikleri yıl boyu gerçekleştirmek gibi bir çabaları da yok ne yazık ki.
Belli ki, biz bu tarz iletişim yöntemleri için henüz daha yolun başındayız. Ancak burada göz önünde bulundurulması gereken en önemli şey, üreticilerimizin belli bir altyapı kurmaya ihtiyacı olduğudur. Bu altyapı da en başta tüketici altyapısıdır ki bu da toplumsal olarak şarap bilincinin geliştirilmesinden başka bir şey değildir.
Eskiye göre çok daha bilinçli bir şarap tüketicisi olduğu bir gerçek. Bu biraz da insanların bireysel ilgili alanlarının değişmelerinden kaynaklanıyor kanımca. İnsanlar eskisine nazaran daha çok gastronomi ve şarapla ilgililer. Bunun birçok nedeni olabilir, toplumsal olarak orta sınıfın refah seviyesinin belli bir oranda artması, buna bağlı olarak insanların değişik yerlere (buna yurtdışı gezileri de dahil) gitmeye başlamaları, daha fazla restoran, cafe ve bar açılması vb gibi insanların tüketim alışkanlıklarını değiştirmeye yönelik birçok gelişme sayabiliriz.
Fakat yine de şarap üreticileri meseleye daha çok ticari açıdan yaklaştıkları sürece, ben Türkiye’de şarabın ve şarapçılığın istenilen ve beklenilen düzeye ulaşacağına inanmıyorum. Elbette ki şarap işletmelerinin kurulma mantığında belli bir ticari yaklaşım vardır, ancak, bu yaklaşım tüketici altyapısı olmayan bir yerde yalnız kalacaktır ve şarap üreticisi tüketiciden her zaman uzak olacaktır.
Sonuçta tüketici şarabı ağırlıklı olarak marketlerden alır, bu tartışmasız bir gerçektir. Marketlerde tüketicinin şarap seçiminde etkin olabilecek “fiyat-kalite dengesi” olgusu ancak belli bir bilincin oluşmasıyla mümkündür. Onun dışında, belli bir genelleme yaparsak gerek yerli şaraplarımız gerekse ithal edilenler zaten pahalı konumda olduklarından, tüketici şarap seçiminde “kaliteyi” göz ardı ederek sadece fiyata göre hareket edecek ve kendine göre en uygun fiyatlı şaraba yönelecektir.
Günümüzde bazı yerli şarap üreticilerinin kaliteli şarap yaptıklarını ima etmek için şarap fiyatlarını yüksek tuttuklarını ve şaraplarını yüksek fiyat politikaları üzerinden satmaya çalıştıklarını görüyor ve şaşırıyorum. İşin daha da ilginç yanı bazı şarap üreticilerimizde gördüğümüz şekilde, pazarlama stratejileri ve fiyat politikalarıyla olaya sadece belli bir zümreye hitap etme mantığıyla bakarak ne zaman ve nasıl şarapçılığımızı geliştirebileceğiz bu da ayrı bir soru olarak karşımıza çıkmakta.
Bakalım önümüzdeki dönemlerde üretici ve tüketici arasındaki bu iletişimde olumlu gelişmeler olacak mı bunu hep beraber göreceğiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder