22 Aralık 2010 Çarşamba

Bordeaux (4)…Chateau Pape-Clément - Pessac-Léognan...

Pessac-Léognan’da sabahki Carbonnieux ziyaretimizden sonra, öğleden sonra rotayı Fransa’nın ünlü şarap yatırımcılarından Bernard Magrez’nin ortağı olduğu, bölgenin tarihi şaraplarından “Chateau Pape-Clément”a çeviriyoruz.
Adından da anlaşıldığı üzere zamanında resmen Papalığa bağlı olan “Chateau Pape-Clément” adını 14. Yüzyıl başlarında Papa olan “5. Clément”dan alıyor. Dönemin ve bölgenin önemli ailelerinden “De Goth” ailesinin bir mensubu olan “5. Clément”, Papa olduktan sonra ailenin buradaki bağlarını papalığa bağlayarak yüzyıllar boyunca (19. Yüzyıla kadar) papalığa hizmet veren bir şato olmasını sağlıyor.
Başka kaynaklardan öğrendiğim bilgiye göre, aynı 5. Clément, yazları Güney Rhone’da Avignon’da kaldığından, bölgede “Chateauneuf-du Pape” adında bir yerleşim bölgesi kurulmuş. Günümüzün efsane Güney Rhone şarapları “Chateauneuf-du Pape” adını buradan almış…
19. yüzyılda da kaliteli şaraplar üretmeyi başaran “Pape-Clément”, 20. Yüzyılın ikinci yarısında Fransa’nın önde gelen önologlarından “Emile Peynaud” ile çalışmasının karşılığını fazlasıyla almış. Şu an “flying winemaker” lakabıyla tanınan dünyaca ünlü “Michel Rolland”ın danışmanlığını yaptığı “Pape-Clément” kırmızı şaraplarda Graves bölgesi sınıflandırmasına giren 16 “Grand vin” den biri.
Pessac-Léognan’daki 32,5 hektarlık bağ alanında kireçli, derin çakıl ve kumlu, killi olmak üzere 3 ana “terroir” a sahip. Bağların 30 hektarlık alanına %60’ına Cabernet Sauvignon, %40’ına Merlot hakim, kalanı ise Sauvignon Blanc, Semillon ve Muscadelle’ ayrılmış. Turumuz sırasında hem Cabernet Sauvignon hem de Merlot bağlarını gezdik, üzümlerden tadımlar yaptık. Diğer Bordeaux üreticileri gibi 2 - 3 hafta daha beklemeyi uygun görüyorlardı bağbozumu için.
Daha önceki yazılarımda da bahsettiğim gibi, Bordeaux bölgesindeki diğer üreticilerin de uyguladığı yaz mevsiminde “yeşil hasat”, Pape-Clément için de geçerli. Tamamı elle toplanan üzümler kaliteyi artırmak üzere bağbozumu zamanı özel olarak istihdam edilen kişilerce teker teker özenle seçiliyor.
Üzüm taneleri makine yerine, teker teker elle ayrılıyor, sıkım işlemi oldukça nazik yapılıyor ve pompa yerine gravite ile aktarma kullanılıyor. Burada ilginç olan, şimdiye kadar gezdiğimiz tüm üreticilerde paslanmaz fermantasyon tankları kullanılırken, Pape-Clément, büyük meşe fıçılar kullanıyor fermantasyon için. 29-30 derece sabit sıcaklıkta devam eden fermantasyon, maserasyon sırasında biraz düşürülüyor ve her bir fıçıdaki gelişimin durumuna bağlı olarak tüm bu işlemler ortalama 3 ila 5 hafta arasında oluşuyor.
Bu süreç sonunda kupaj için harmanlama aşamasına geçen Pape-Clément, gene gravite yoluyla 18 – 20 ay kadar malolaktik fermantasyon ve olgunlaşma süreci için bekletilecek olan meşe fıçılara aktarılıyor. Bu süreçte kullanılan fıçılar rekolteye bağlı olarak bazen %100 yeni meşe fıçı da olabiliyor. Bizim yaptığımız gezi esnasında 2009 rekoltelerini sorduğumda %100 yeni meşe fıçı yanıtı aldım.
Mahzeninde Papalığa ait kıyafetler, özel eşyalar ve Papa 5. Clément’ın mezarının bir replikasının da bulunduğu şatonun bahçesinde aynı zamanda ünlü Fransız mimar Gustave Eiffel’in yaptığı tek katlı çelik bir yapı da bulunuyor. Bu yapı şu anda önemli davetlere ev sahipliği yapıyormuş.  
Bernard Magrez’nin “Luxury Wine Tourism” çatısı altında kişi başı 19€’luk kişiye özel “the wine connoisseur’s tour” seçimini yaparak gezdiğimiz “Chateau Pape Clément”da rehberimiz bize şatoyu bir saatten fazla gezdirdikten sonra, ana giriş kapısının hemen yanındaki şatoya ait “şarap evi”ne geçiyor ve şarap evinin “sommelier”si eşliğinde 3 çeşit şarap içiyoruz.
Şarap evinde bulunduğumuz hafta boyunca Arcachon istiridyesi eşliğinde beyaz şarap tadımları yapılıyormuş. Pape-Clément’dan önce uğradığımız Arcachon’da öğle yemeğinde yediğimiz istiridyelerin tadı daha damağımızdayken karşımıza yine çıkmaları bizi pek bir mutlu ediyor doğrusu.
İlk içtiğimiz şarap Bernard Magrez’nin grubuna bağlı, Bergerac bölgesinden “Le Domaine de Songes” 2007 rekoltesi. %90 Sauvignon Blanc, %10 Semillon kullanılan bu şarap yüksek asiditesi ve yoğun limoni aromalarıyla yanında ikram edilen Arcachon istiridyeleriyle müthiş uyumluydu.
İkram edilen ikinci şarap, “Pape-Clément”ın ikinci şarabı olan “Clémentin du Chateau Pape Clément”. 2006 rekoltesi olan bu şarapta meyvemsi aromalar, biraz baharatımsı, biraz deri ve arkadan gelen meşe aromalarıyla bütünleşiyor. Asidite ve tanenler dengeli, orta gövdeli iyi bir şarap.
Son olarak içtiğimiz şarap ise 2007 “Chateau Pape Clément”. 2007 rekoltesinin zorluğuna rağmen, meyvemsi yapı korunmuş. Burunda çok hoş tütün, hatta puro aromaları, arkadan gelen baharat (yoğunlukla biber) aromalarıyla bütünleşmiş. Bitimde meyvemsi aromalar daha yoğun hissediliyor. Rekolteye göre başarılı bir şarap olmuş. %50 Cabernet Sauvignon ve %50 Merlot kullanılmış.
Şaraplarımızı içip 2 saat kadar bizleri ağırlayan Pape-Clément çalışanlarına teşekkür ettikten sonra, Bordeaux’ya dönüyoruz. Dönüş yolumuzda bölgenin efsane şarabı “Haut Brion”un önünden geçerken heyecanlanıyor ve kendimizi bir sonraki günkü gezimize yani St. Emillion – Pomerol bölgesine hazırlamaya başlıyoruz…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder